Her bir damlasında tarih ve kültürü yansıtan zeytinyağımız sadece Ayvalık’ın mirasını değil ayrıca ailemizin de mirasını taşıyarak kuşaktan kuşağa bizlere bu değerleri aktarmaktadır. Ailemizin zeytin ağaçlarıyla olan bağı ve zeytinin büyülü dünyasına girişi 100 yılı aşkın bir tarihe ve hikayeye sahip; ailemizin hikayesi 1923-1924 senelerinde Cumhuriyet tarihimiz ile başlamakta. Lozan Barış Antlaşması sonrası imzalanan Mübadele Sözleşmesiyle birlikte Midilli Adası’nda yaşayan ailemiz Ayvalık’a göçmek durumunda kalmışlar. Midilli adasında geride bırakmak zorunda kaldıkları varlıklarına karşılık Mustafa Kemal Atatürk’ün vatandaşlarını mağdur bırakmamak için verdiği emirle birlikte bizim ailemize de Ayvalık ve çevresindeki Körfez bölgelerinde zeytinlikler verilmiş ve böylece Ayvalık topraklarında hayatlarını idame ettirmeye başlayan ailemizin en büyük kaynağı bu toprakların en büyük hazinesi olan zeytin ağaçları haline gelmiş. Hayat ağacı olarak da bilinen zeytin ağaçları aynı kaderi paylaşan bir çok Midillili göçmen aile gibi bizim ailemiz için de hayati bir önem taşımaya başlamış. Aslında doğdukları topraklara olan özlemlerini ve bağlılıklarını bu zeytinliklere tutunarak ve orada köklenerek devam ettirmişler. İlerleyen dönemde büyük büyük dedemiz olan Nafiz dede Ayvalık ve çevresindeki zeytincilerle birlikte ilk kooperatif çalışmalarını organize etmiş.

Bizler de 5. Kuşak temsilcileri olarak bizlere miras kalan bu toprakların önemini, kıymetini, tarihini gözeterek zeytin ağaçlarımızın hikayesine yakışır bir şekilde değerlendirmek adına zeytinyağı markamızı kurduk. Markamızın kuruluş aşamasında en büyük misyonumuz ailemize ait bu köklü mirasa sahip çıkmak ve bu değerlerin bizden sonra gelecek nesillere de en iyi şekilde aktarılmasını sağlamaktır.